23 Aralık 2010 Perşembe

"Belirsiz Zamanların” başlangıcında

İnsanlık olarak “Belirsiz Zamanların” başlangıcındayız,
yol ayrımlarındayız...

Toplum olarak, hatta insanlık olarak, bu belirsizliği aşmada önümüzde denenmiş bir şablon yok.
Ama vicdan, sağduyu ve samimiyetimiz bize bu zor ve sancılı yolda yol gösterici olacaktır; eğer gerçekten istiyorsak.

Birey hiper-atomize olma yolunda; tüm geleneksel ilişkilerinden azade artık. Bilinen ekono-sosyal örgütlenme yok bugün.
Bireyin gelecek korkusu, güvenlik kaygısı ve yoksunluk tedirginliği artık eski aile ya da ait olduğu topluluk hukuklarına dayanmıyor zamanımızda. Paylaşımcılık, imece ve işbirliğine dayanan kaygı giderme yöntemi epeydir kullanılmıyor artık.
İkame edilen yapayalnız, hiper-atomize bireyin, düzene isyan etmediği takdirde, kendisinin gelecek güvenliğinin garanti altına alınacağı tezi. Bu kredibilite ratingi ile sağlanacak deniyor. Ne kadar atomize (toplumcu ekonomik ilişkilerden azade) isen ratingin o kadar kredibil oluyor, yani sistem için o kadar mutebersin. Düzenin sana bir şekilde sağladığı imkanla , kısıtlı iş piyasasında bir işte  rekabet altında ve verimli (yoksa buna bile imkan bulamazsın) çalışacaksın, sigorta primlerini ödeyeceksin ve yoksunluk endişen izale edilecek. Bu kadar mekanik , bu kadar basit. Yeter ki birikimlerini sigorta sistemi üzerinden azametli sermaye kümelenmelerine dahil et. Onlar senin gelecek korkunu giderdiğini iddia ederken, bir yandan da, sermaye birikiminin gücüne dayanarak, klasik (ve modern) işbirliğine dayanan toplum örgütlenmelerini lağv ederler.

Tüm dünya yaşamının kodları da güvenlik ve gelecek kaygısı üzerine değil midir? Bunun üzerinden korkutulmuyor muyuz?

Tüm mesele, bu kaygının nasıl giderileceği; kollektif ve karşılıklı mı olacak, yoksa bu iş seçkin güç simsarlarına mı bırakılacak? Birinin vaz’ı güvence karşılığı özgürlük iken diğerininki güvence karşılığı total boyunduruktur.

İnsan insanın velisi, kollayıcısı olmalı, olabilmeli.
Biz birbirimize emanet edildik ve güvencemiz de biziz, hepimiziz. Bu bizim tek exodus’umuz, çıkışımız, var oluşumuz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder